Komşuda pişer bize de düşer

Eskiden evde pişenden yan komşuya tattırmak, sonra da tabağınıza koyulmuş yepyeni bir lezzetle bir gün komşunuzu kapıda buluvermek o kadar da ender bir şey değildi. Tabağınız elimde kapınızı çalıyorum... Bakalım bu size ne kadar tanıdık gelecek, komşuda pişenden size ne düşecek?!...

Salı, Mart 18, 2008

Bay ve Bayan Avokado


Mevsimin bahara dönmesiyle pazardaki renkler de değişiyor. Rengarenk biberler, güneşten nasibini almaya başlayan kıpkırmızı domatesler, olgunlaşan avokadolar, bahar kokulu çilekler tezgahları doldurup gönlümüzü çeliyorlar.

Dünyanın neresinde olursam olayım, pazarları çok seviyorum. Dilini bilmediğim bir ülkede bile olsam, o ülke insanının ne yediği, neleri sevdiği, kısacası günlük yaşam konusunda pek çok bilgi saklıdır pazarlarda. Dilini bilip de üreticiyle iletişiminiz de varsa, o zaman bilmediğiniz şeylerin ne olduğunu, ne zaman ve nasıl yendiğini öğrenirsiniz.


Her hafta sıkma portakal aldığımız portakalcı, büyük ihtimalle Hanya tarafından getirdiği avokadoları da yığmıştı mandalinaların yanına. Renkleri pırıl pırıl, kabukları gergindi ama olgunlaşmaları için en azından 1 hafta beklemeleri gerekliydi. Daha önce bir avokado satıcısından onları olgunlaştırmak için en iyi yöntemin avokadoları naylon poşet içinde (buzdolabının dışında), poşetin de ağzı sımsıkı kapalı olarak bırakmak olduğunu öğrenmiştik. Ama bu hafta öğrendiğimiz şeyi daha önce ne duymuştuk ne de okumuştuk. Ben bu konuda internette de destekleyici bir bilgi bulamadım ama yine de paylaşmak istedim. Avokadoları seçerken aralarında daha koyu renkli ve pürüzlü kabuklu olanları fark ettik. Yorgo dayanamayıp sordu; "bunlar ayrı cins mi?" diye. Adam, "koyu renkliler erkek avokado, yeşil pürüzsüz olanlar da dişi" deyince de şaşırıp kaldık.

İşte, bay ve bayan avokadoyla tanışmamız böyle oldu! Biz, portakalcının yalancısıyız :) (İnternetten öğrendiklerimi de sayfanın sonuna ekliyorum * )

Renk renk biberler de artık seralardan değilde tarlalardan geliyor. Kış boyunca biber almadığımız için, bir tepsi dolusu, fırında pişmiş rengarenk biber dolmalarını özledik doğrusu!

Bunlar da daha önce tarifini verdiğim Dağ Sümbülleri. Demek yine yapmanın vakti geldi. Onları ayıklayacak sabır ve vakit olsun yeter ki :)

* Avokado meyveleri değişik şekil, renk ve büyüklüktedir. Meyve iriliği 200–600 gram arasında değişir. Meyveler yuvarlak, oval veya armut şeklinde olabilir. Kabuk rengi hafif sarımtırak yeşilden koyu yeşile, kahverengi kestane renginden, erguvani siyaha kadar değişir. Kabuk yüzeyi düz veya pürüzlü olabilir. Avocado çeşitleri çiçek tipi bakımından A ve B tipi olarak 2 grupta sınıflandırılır.
A tipi çeşitlerde çiçek ilk günün sabahı dişi, ertesi gün öğleden sonra erkek safhadadır.
B tipi çeşitlerinde ise çiçek birinci gün öğleden sonra dişi, ertesi sabah erkek safhadadır.
Avokado çiçeğinin bu iki eşeyli açılma düzeninden dolayı iyi bir meyve tutumu ve yüksek verim alabilmek için A ve B tipi çeşitler birlikte dikilmelidir.


** Önceki yazılarımda Girit'ten pazar görüntüleri.

Etiketler: , , ,

Cumartesi, Mart 15, 2008

Adaya bahar geldi


Her yeni yazıda kendime söz veriyorum arayı bu kadar çok açmayayım diye... ama olmuyor işte. Bakıyorum da ayda bir yazı yazar oldum. Ben tekrar yazıncaya kadar ne soğuklar geldi geçti. Güneyimiz Libya denizine bakıyor diye sanmayın ki bizde kar yoktu. Deniz kıyısındaki şehirlere yağmadı elbet. Ama dağ köyleri kar altında kaldı. Biz sıcak çayımız elimizde, sobamız dizimizin dibinde yüksek tepelerdeki karların bembeyaz görüntüsüne uzaktan bakmakla yetinirken; insancıklar telef olan hayvanları ve hasatlarıyla uğraşıyorlardı.

Derken çok sevdiğim bahar geldi! Karlar ancak tepelerde kaldı. Bir hafta önce en kalın kazaklarımızla sobaya yapışık otururken, deniz kıyısında piknik yapacak hatta güneşte otururken ceketimizi çıkartacak kadar birden ısınmıştı hava :) Miissss gibi bahar kokusu ve baharın canlı renkleri sardı her tarafı. İşte, insanın içini kaynatan o koku!

Etiketler: , , ,