Komşuda pişer bize de düşer

Eskiden evde pişenden yan komşuya tattırmak, sonra da tabağınıza koyulmuş yepyeni bir lezzetle bir gün komşunuzu kapıda buluvermek o kadar da ender bir şey değildi. Tabağınız elimde kapınızı çalıyorum... Bakalım bu size ne kadar tanıdık gelecek, komşuda pişenden size ne düşecek?!...

Cuma, Haziran 02, 2006

Fırında Kuru Fasulye (Gigandes)

Not: Resimdeki kaşık normal boyda bir tatlı kaşığıdır. Fasulyelerin boyutu hakkında fikir vermek için :)

Mayacık yatağa, fasulyeler fırına, bulaşıklar makinaya, çamaşırlar makinaya, evin hanımı da bilgisayar başına :) Bugünkü rahatlığımızı ne eğitimli ne daha bilinçli ve ileriyi görebilir olmamıza bağlıyorum. Şu makinalar olmasaydı ve biz eski koşullarda yaşamak zorunda kalsaydık, seçme şansımız olmadan, bugün "hobi" dediğimiz şeylere istesek de vakit ayıramayacaktık. Bizim şansımız teknolojinin artık en düşük gelirli evlere kadar girmiş olduğu bir çağda yaşamamız. Peki bu anlayışla bizden sonraki nesiller daha mı şanslı olacaklar... O da tartışılır... Özellikle ne ile beslendiklerini bilemez bir hale gelirlerse, bunu büyük bir "şans" olarak görmüyorum. N'apalım, herkes zorlukları ve güzellikleriyle kendi çağını yaşıyor, onu biliyor, tek bildiği o olduğu için de onunla mutlu oluyor...

Gelelim bugünkü yemeğimize... Benim ilk izlenimlerimden biriydi, Yunanistan'da fırının Türkiye'dekinden daha çok kullanılıyor olması. Tabi ki bu, pasta, börek ve kurabiye tarzı yiyecekleri daha çok yapıyorlar anlamına gelmiyor. Aradaki en büyük fark; pasta, börek dışında fırının yalnızca tavuk, et, balık tarzı yiyecekler için değil de, belki de fırınlamayı hiç düşünmediğimiz yemeklerde bile sıkça kullanılması. Kuru fasulyenin, bamyanın, dolmanın hatta sarmanın fırında pişirilmesi en alışılmış ve en sevilen yöntem. Belki böylesi kolaylarına geliyor, özellikle yaz gününde tencerenin başında soğan kavurmak gibi bir derdi olmuyor, belki de damak zevki o yönde geliştiğinden herşeyin "fırınlanmışı", o kendine has is kokusunu almışı daha çok tercih ediliyor. Sebep ne olursa olsun, fırın tepsisine çiğ olarak koyulmuş sebzelerin lokum gibi olmuş ve incecik kabukları kızarmış halde mis kokularla fırından yeni çıkmış görüntüsünün tenceredekinden daha davetkar olduğu kesin.

Kuru fasulyenin fırınlanmışını da ilk kez Girit'te yemiştim. Yorgo'ların evinde tabi :) Bu tarifte en büyük boydaki fasulyeler kullanılıyor hep. Burada, "dev boy" anlamında Gigandes deniyor bu fasulyelere. En güzel, en lezzetlileri kuzey Yunanistan'da Prespes göllerinin kıyısında yetiştiriliyor. Biz de yolumuz oraya düştüğünde Prespes fasulyelerinden almış, eve gelip pişirdikten sonra da neden daha çok almadığımıza bin pişman olmuştuk. Bu fasulyeler büyük boy olduklarından da fırınlanmaya müsaitler. Fırında pişince içleri yumuşacık, kabukları da çıtır çıtır oluyor. Daha küçük boyda fasulyeyi fırında pişirmeyi denemedim, o yüzden aynı oranda başarılı olur mu bir şey diyemiyeceğim. Ama bu boyda fasulyeleri İzmir'de de (Değirmen'de) bulmuştuk kışın geldiğimizde. Aynı lezzetteydiler fırında pişince...

Fırında Kuru Fasulye için;
  • 500 gr. bulabildiğiniz en iri boy kuru fasulye (akşamdan suya koymuş olmalısınız)
  • 2 orta boy kuru soğan
  • 2-3 yeşil ya da kırmızı biber
  • 4-5 diş sarmısak
  • 4-5 olgun domates
  • 1 yemek kaşığı biber salçası
  • Birkaç sap kereviz yaprağı*
  • Zeytinyağı, tuz, karabiber

* Yunanistan'da yalnız uzun sapları ve bol yeşilliği olan sap kereviz bulunuyor. Öylesi varsa birkaç sapın en filiz kısımlarıyla yeşil yapraklarını kullanın, yoksa bildiğimiz kerevizlerin en yeşil yapraklarından kullanın.

Önceki geceden suda beklettğiniz kuru fasulyeleri dağılmayacak kadar haşlıyoruz (Ben düdüklü tencere kullanıyorum, 20 dakika yeterli oluyor). Başka bir tencerede ince ince doğranmış soğanlarla biberleri ve diş diş sarmısakları zeytinyağında kavuruyoruz. Daha sonra 1 kaşık biber salçasını ekleyip biraz kavurduktan sonra rendelediğimiz olgun domatesleri ekliyoruz. Çok değil, hani eskiler bir taşım kaynat derler ya, o kadar kaynatıyoruz. Tuzunu, karabiberini ekleyip, en son ince doğranmış kereviz yapraklarını ekleyip, ateşten alıyoruz. Bu arada fasulyelerimizin haşlama suyundan az bir miktar saklıyoruz, yemeğimizin sosuna eklemek üzere.

Fasulyeler haşlandıktan sonra, süzüp pişirmek için kullanacağımız fırın kabına yayıyoruz. Ben dikdörtgen cam fırın kabı kullandım. İsterseniz topraktan çömlekler de kullanılabilir. Fasulyelerin üstüne hazırladığımız sosu döküyoruz. Ayırdığımız haşlama suyundan biraz ekleyip, önceden 180-200 derecede ısıttığımız fırında pişiriyoruz.

Fırınlanmadan önceki halleri:

Fırından çıkınca da afiyetle yiyoruz :)



Biraz da müzik:
Bugün yemeği yaparken, fotoğrafları çekerken sonra da yazımı yazarken bana eşlik eden bu güzel Cd'den söz etmeden olmayacak. Türk-Yunan-İsrailli ve İngiliz bestecilerin özgün şarkılarını Maria Faranduri'nin kadife sesinden dinlemek gerçekten insana huzur veriyor. Daha önce Zülfü Livaneli ile pekçok konser vermiş olan Maria Faranduri, Türkiye'de de en çok tanınan Yunanlı sanatçılardan biri. Maria Faranduri'nin seslendirdiği eserler, Makis Ablianitis (Bahar albümü Türkiye'de de satışa sunulmuştu), Fuat Saka, Ahuva Ozeri (çok farklı ve etkileyici sesiyle, İsrailden en beğendiğim kadın sanatçıdir), Ross Daly (İrlandalı olup uzun yıllar Giritte yaşamış olan evrensel bir müzik araştırmacısı) gibi çok değerli sanatçılara ait besteler. Aslında Atina'da kayıt yapılmış olmasına rağmen, biz kışın İzmir'de D&R müzik markette görünce, Yunanistan'a dönmeyi beklemeden almıştık. Tavsiye ederim...
Bu linkte Cd'den bir şarkı dinleme şansınız da var ;)

Etiketler: , ,

13 Comments:

Blogger tata said...

Ben o fasulyeleri bir defa bildigimiz gibi pisirmis begenmemistim, bakalim simdi firinda nasil olacak? Sana sonucu bildiririm.
Gecen yaz Maria Faranduri ve Zülfü Livaneli Cesme acik havada bedava konser verdiler, harikaydi. Teodorakis de vardi, ama sahneye cikamadi, onun yerine oglu birkac sarki seslendirdi. Cesme ve Sakiz Adasi dostluk konseriydi yanilmiyorsam.
Sevgiler

6/02/2006  
Blogger Papatya said...

Tatacığım,
dene bakalım, böylesini sevecek misin? öyle lezzetli oluyor ki biz ailecek bayılıyoruz. Mayacık da herbir fasulye tanesini patates diye, yiyor :)) sevgiler

6/02/2006  
Blogger ZeYNeP said...

Bunlar çok güzel olmuş. Bayılırım güveçte pişirmeye. Bu şekilde de deneyecegim.
Ellerine saglık..

Figen

6/02/2006  
Blogger Sibel said...

Komşu komşu, sabah kahvesine geldim ben:) Ne kadar değişik bir yemek yapmışsın! Bu cins fasulyelere bomba fasulye denmiyor muydu Türkiye'de? Ben sanki öyle biliyorum, yoksa bomba denen cins başka bir cins miydi (barbunya?) iyice kafam karıştı!.. Neyse, güzel bir yemek ve keyifli bir yazı olmuş, zevkle okudum, ellerine sağlık!

6/03/2006  
Anonymous Adsız said...

Çok ilginç bir tarif,ellerinize sağlık.

6/03/2006  
Blogger Papatya said...

Sevgili Figen, güveç yemeklerini seviyorsan, fasulyenin fırında pişmişine bayılacaksın, kesin!

Sibelcim, Bu fasulyeler, Bahar'ın dediği gibi Bombai fasulye diye satılıyordu, ben anımsayamamıştım. Senin hatırladığın Bomba acaba bu Bombai'dan mı türemiş... yoksa yedikten sonra yarattığı "gaz bombası"nı mı kastediyorlar?? :D)))))))
Sevgiler canım...

Ziyaretin için teşekkürler Beyhan, bu tarifi gerçekten denemeni tavsiye ederim. Tekrar beklerim...

6/04/2006  
Blogger munevver said...

Sevgili Papatya,fasulyeyi fırınlamayı hiç düşünmemiştim.Neden olmasın? Z.yağlı,etli dolmaları fırınlamayı seviyorum.Bu da ne güzel olur kimbilir.Teşekkür ederim bize öğrettiğin için.Maya'yı benim için öper misin?

6/04/2006  
Blogger Papatya said...

Sevgili Münevver,
bildiğimiz yemekler bazen hiç düşünmediğimiz şekilde pişirilip, bambaşka bir şekilde sunulduğunda şaşırtıcı derecede güzel olabiliyor...
Benim de sonraki yazımın konusu Fırında dolmalar olacak ;) demek sen fırınlıyordun. Tabi ki öperim Mayayı :)

6/04/2006  
Anonymous Adsız said...

merhabalar ellerinize sağlık enfes tarifleriniz var sevgilerimle dilek

6/06/2006  
Blogger Papatya said...

Hoşgeldin Dileks! Her zaman beklerim :)

6/07/2006  
Anonymous Adsız said...

best regards, nice info air purifiers patio heaters online baccarat Car emergency exit passenger railroad hoveround electric wheelchairs Iowa wrongful death lawsuit Texas high school schools k12 baseball concerta er nba basketball http://www.dishwasher-1.info V60r battery Poker chip collectors cell phone ring tones buying timeshare generic protonix

4/26/2007  
Blogger Unknown said...

Ben atinada yasiyorum.Arada ev arkadasim aynen sizin tarifinizde oldugu gibi yapiyor bayila bayila yiyorum.Ama bugun Istanbuldan getirdigim sucukla beraber aynen sizin tarifinizi uygulayacagim bakalim nasil olacak sucuklu gigandes fasulyeler.Umarim iyi olur yoksa rezili olmak istemiyorum :)
ellerinize saglik.

3/12/2008  
Blogger MEHMET DİNARLİ said...

ANNEANNEM GİRİTTEN İSTANKÖY'E ORADANDA İZMİR'E YERLEŞMİŞ. KÜÇÜKLÜĞÜMDEN HATIRLADIĞIM BİR GERDAN TATLISI YAPARLARDI. ÖZELLİKLE KURBAN BAYRAMLARINDA. NASIL YAPILDIĞI HAKKINDA BİLGİNİZ VAR MI? BU TATLI GİRİT KÖKENLİ BİR TATLIMIDIR? YARDIMCI OLURSANIZ SEVİNİRİM.

4/28/2009  

Yorum Gönder

<< Home